Çoğun İçinde Az Da Vardır İlkesi | Hukuki Bilgi | İzmir Avukat | Efes Hukuk Bürosu
Çoğun içinde az da vardır ilkesi Latince “In toto et pars continetur” deyişinin dilimizdeki karşılığı olup; Yargıtay kararlarında sıkça karşılaşılmaktadır. Özellikle kıyas yaparken bahsedilen karar kapsamında hakkaniyetin de gözetilmesi gerektiği şeklinde anlaşılabilir. İlke kapsamında verilecek kararda iki tarafın da mağdur olmaması için somut olayın özellikleri de gözetilerek hüküm verilmesi şeklinde yorumlanabilir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2016/12208 K. 2017/268
“KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten sıfır (0) km 2012 Model Ford Transit 370 L marka aracı satın aldığını, ancak satın alınan aracın belirtilen özellikleri taşımadığını, bu haliyle ayıplı durumda olduğunu ileri sürerek ayıplı satılan aracın yenisi ile değiştirilmesine, olmaması durumunda araç bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu aracın ayıplı olmadığını, davacının eksiklik olarak gördüğü hususların ayıp niteliği taşımadığını, bu eksikliklerin giderilmesine davacının onay vermediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece Tüketici Mahkemesi sıfatıyla verilen, davanın kabulü kararı, Dairemiz 04.03.2015 tarih; 2014/16891 E. – 2015/2977 K. sayılı ilamı ile “Dava konusu uyuşmazlık 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceğinden mahkemece yapılması gereken iş, tarafların tacir, dava konusu aracın ticari araç olduğu gözetilmek suretiyle somut olaya Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanarak ve buna göre gerekçe oluşturularak varılacak uygun sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, satıma konu ticari aracın üretimden kaynaklı ayıplı olduğu, ayıpların gizli ayıp niteliğinde olmadığı, araçtaki ayıbın süresinde satıcıya bildirildiği, araç üzerindeki açık ayıpların aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini yahut araç bedelinin iadesini gerektirmediği, aracın satış anındaki değer kaybının aracın satış değerinin %15’i tutarında ( 8.096,57 TL ) olacağı, davacının talebi ürün değişimi olsa da “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince, davacı yararına, aracın satış anındaki değer kaybı bedelinin davalıdan tahsilinin uygun olacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, aracın yenisi ile değiştirilmesi talebinin reddine, 8.096,57 TL alacağın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, satış sözleşmesinde ayıplı aracın iadesi veya bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi gereğince malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa bu 2 ve 8 günlük süre içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür. Somut olayımızda dava konusu araç, davacı alıcıya 19.09.2012 tarihinde teslim edilmiştir. Davacı vekilinin dosya içindeki beyanı ve ihtarname içeriğinden de araçtaki ayıpların aynı gün öğrenildiği ayıp ihbarının ise 19.10.2012 tarihinde yapıldığı anlaşılmış olup, açıklanan ilkeler uyarınca ihbar yükümlülüğünün süresinde yerine getirilip getirilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sebebiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.”
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi , E. 2014/13492, K. 2015/919, T. 22.1.2015
“Kanunun 4/A maddesi hükmü “sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarından veya standardından veya teknik kuralından tespit edilen nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine aykırı olan yada yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran medeni, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda tüketici, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi isteyebilir. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde hizmet bedelinin iadesi seçeneğini tercih etmiş ise de, davacı hizmetten yararlandığına göre, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince davacının talebinin ayıp oranında bedel indirimi olduğunun kabulü gerekir. Bu kabul, aynı zamanda M.K.‘nun 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük ve iyiniyet kuralının da bir gereğidir. Hal böyle olunca, dosya kapsamında bulunan delillerin değerlendirilerek hizmetteki ayıplar nedeni ile indirim miktarı belirlenerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece davacının hizmetten yararlandığı gözetilmeden tüm konaklama bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.”
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi E. 2010/8333 K. 2010/16575
…davacı, satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle araç bedelinin tahsilini bu mümkün olmaz ise aracın yenisi ile değiştirilemesi isteminde bulunmuş, davalılar davanın reddini savunmuş, mahkemece, yaptırılan bilirkişi incelemesine göre jant kapaklarının değiştirilmesi gerektiğini ancak davacının talebinin bedel iadesine yönelik olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı yasanın 30. maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümler uygulanır.b.k.202 maddesi ise hakim hal icabı satımın feshi ni muhik görmüyorsa semenin tenziline karar verileceğini hüküm altına almıştır. öyle olunca araç değişimi veya bedel iadesi şartları oluşmamışsada, dosya kapsamından jantların ayıplı olduğu anlaşıldığı ve mahkemeninde kabulü bu yönde olduğuna göre çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince ayıplı olan jant kapaklarının bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir.
For detailed information or questions you can visit Contactpage.
Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;
Address: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir
E-mail: [email protected]
Phone: +90 534 415 52 56