İşçinin İşe Gelmemesi – İzmir Avukat
İşçinin hastalanması ya da kaza geçirmesi durumunda doktor tarafından işçiye istirahat raporu verilir. İş göremezlik belgesi olarak da bilinen bu rapor, doktor tarafından verilse de bazı yasal sınırlamaları bulunmaktadır. İş Kanunu’na göre işçinin sağlığı eğer işçinin kastından veya yaşantısından ötürü bozulmuş ise bu durumda işveren işçinin işe gelmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir.
Bilindiği üzere, 4857 sayılı İş Kanunu’nun işverenin haklı nedenle iş sözleşmesini feshini düzenleyen 25. maddesinin II-g. bendinde “işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi” halinde işverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan sebeplerle iş sözleşmesini işçinin işe gelmemesi nedeniyle haklı nedenle ve derhal feshedebileceği yer almaktadır.
Bahsi geçen maddede yer alan devamsızlık işçinin, kasıtlı ya da kusurlu olup olmamasına bakılmaksızın, işe gelmesinin beklendiği işgünlerinde haklı bir neden olmaksızın ve işverenden izin almaksızın “işe gelmemesi” şeklinde ifade edilebilir. Dolayısıyla, ücretsiz izin gibi sözleşmenin askıya alındığı ve işçinin işe gelmesinin gerekmediği diğer tüm hallerde devamsızlık olgusu oluşmuş sayılmayacaktır. Bu bağlamda, işçinin devamsızlığından söz edilebilmesi için, işçinin işe gelmesi beklenen sürelerde haklı bir neden olmaksızın ve işverenden izin almaksızın işçinin işe gelmemesi olması gerekmektedir. Aksi halde işçinin devamsızlığından söz edilemeyecektir.
Konuya ilişkin emsal yargı kararlarında da, işverenin, işçinin işe gelmemesi nedeniyle haklı nedenle fesih maddesinden yararlanabilmesi için; işçinin bir mazereti olup olmadığını araştırması gerektiği, işe dönmesi veya mazeretini bildirmesi için işçiye bir çağrı yapılması gerektiği, ayrıca devamsızlık durumunun işverenin en az iki şirket çalışanının imzalayacağı devamsızlık tutanağı ile yazılı şekilde ispatlaması gerektiği yönündedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nda işçinin işe devam etmediği haller öngörülmüştür. Bunları şu şekilde örnekleyebiliriz.
- İşçinin hastalık nedeniyle ardarda 3 iş günü rapor alması veya bir ayda aldığı raporların toplam 5 iş gününü geçmesi (İK 25/1)
- İşçinin herhangi bir izin almaksızın ve haklı sebebi olmaksızın ardarda 2 iş günü yahut 1 ay içerisinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü, yahut bir ay içerisinde toplam 3 iş günü devamsızlığı (İK 25/2-g)
- İşçiyi işyerinde 1 haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan zorlayıcı bir sebebin söz konusu olması (İK 25/3)
- İşçi tutuklandığı veya gözaltına alındığı zaman bunlardan ötürü işe gelememesinin madde 17’de yer alan fesih ihbar sürelerini aşması (İK 25/4)
İşçinin devamsızlığı genel olarak kanunda bu şekilde yer almıştır. Yukarıda belirtilen devamsızlık hallerinin tamamı İş Kanunu madde 25’de yer alan, işverenin haklı nedenle işçi çıkarma yapabileceği hallerdir. Yani bu hallerde işçinin işe gelmemesi nedeniyle haklı nedenle işten çıkarılabilir. İşçinin işe gelmemesi nedeniyle işten çıkarılması sıkı usul kurallarına tabidir. Uygulamada işçinin işe gelmemesinde usul kurallarına uyulmaması sebebi ile hak kayıplarına yol açıldığı gözlemlendiğinden bu konudaki genel usul kurallarını aşağıdaki gibi olmalıdır:
- Tutanaklar : İşe gelinmeyen veya iş yerinden izin almadan ayrılınan her gün için ayrı tutanak tutulur. Tutanaklara imza atacak olan bölüm müdürleri sabit olmak kaydı ile şahitlerin farklı kişiler olmasına dikkat edilmelidir. Bunun mümkün olmaması halinde ancak aynı kişilere imza attırılmalıdır.
- İhtarname : İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına 2 işgünü işine devam etmemesi halinde son devamsızlık gününden itibaren 6 iş günü içerisinde önce işe başlaması veya geçerli mazeretini bildirmesi işçiye için ihtarname gönderilir. İhtarnamede işçiye verilecek olan süre genellikle 2-3 iş günü olur. 6 iş gününe dikkat etmek gerekir, bu sürenin kaçırılması halinde işçinin o günlerdeki devamsızlığı fesih sebebi olarak kullanılamaz.
- İhtarnamenin tebliği ve süreler : İşçiye işe davet ve mazeret ihtarı gönderildikten sonra derhal noter ile iletişime geçip gönderilen ihtarnamenin barkod numarası alınmalı ve en geç 3-4 gün sonra gonderitakip.ptt.gov.tr adresinden tebligatın işçiye ulaşıp ulaşmadığı kontrol edilmelidir. Tebligatın işçiye tebliğ tarihinden itibaren, ihtarnamede işçiye verilen 2-3 günlük süre beklenmeli ve bu sürede işçinin işe başlamaması veya mazeretini bildirmemesi halinde çıkış işlemleri yapılmalıdır.
- Çıkış işlemleri : İşçi verilen süreye rağmen işe başlamaması veya mazeretini bildirmemesi halinde, işçiye verilen sürenin sona erdiği günden itibaren 6 iş günü içerisinde,(Örneğin işe başlama veya mazeret için işçiye 2 iş günü süre verildi ise çıkış işlemleri en geç 2+6=8 iş günü sonuna kadar yapılmış olması gerekmektedir.)
İlgili Yargı Kararları : Devamsızlığın fesih sebebi olabilmesi için geçerli mazerete dayanmaması gerekir. İşverenin ücretli ya da ücretsiz olarak izin verdiği bir işçinin izin süresince işyerine gitmesi beklenemeyeceğinden, bu durumda bir devamsızlıktan söz edilemez. Ancak yıllık izin zamanını belirlemek işverenin yönetim hakkı kapsamında olduğundan, işçinin kendiliğinden ayrılması söz konusu olmaz. İşçinin yıllık iznini kullandığını belirterek işyerine gelmemesi, işverence izinli sayılmadığı sürece devamsızlık halini oluşturur. ( 9. HD 2007/ 21656 E. 2008/ 18647 K)
İşçinin işe gelmemesi her durumda işverene haklı fesih imkanı vermez. Devamsızlığın haklı bir nedene dayanması halinde, işverenin derhal ve haklı nedenle fesih imkanı bulunmamaktadır. İşçinin hastalığı, aile fertlerinden birinin ya da yakınlarının ölümü veya hastalığı, işçinin tanıklık ve bilirkişilik yapması gibi haller, işe devamsızlığı haklı kılan nedenlerdir.
Devamsızlık süresi, ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü ya da bir ayda üç işgünü olmadıkça, işverenin haklı fesih imkanı yoktur. Belirtilen işgünlerinde hiç çalışmamış olunması gerekir. Devamsızlık saatlerinin toplanması suretiyle belli bir gün sayısına ulaşılmasıyla işverenin haklı fesih imkanı doğmaz.
Devamsızlık, işçinin işine devam etmemesi halidir. İşyerine gittiği halde iş görme borcunu ifaya hiç başlamayan bir işçi devamsızlıkta bulunmuş sayılmamalıdır. İşçinin yapmakla yükümlü olduğu ödevleri hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi ayrı bir fesih nedeni olup, bu durumda 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II-h bendi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.
Maddede geçen “bir ay” ifadesi takvim ayını değil ilk devamsızlıktan sonra geçecek olan bir ayı ifade eder. İlk devamsızlığın yapıldığı gün ayın kaçıncı günüyse takip eden ayın aynı günü bir aylık süre sona erer. Son ayda ilk devamsızlığının gerçekleştiği günün bulunmaması halinde son ayın son günü bir aylık süre dolmuş olur. Sonraki devamsızlar söz konusu ise takip eden aylık dönemler içinde değerlendirilir.( 9.HD. 2007/ 15152 2008/ 10326)
İş Kanunu 25/II-g maddesinde belirtilen tatil gününden kasıt sadece resmi tatil günleri değildir. İş sözleşmesi ile kararlaştırılmış tatil günleri de dikkate alınmalıdır. İş gününden kestedilen de işçinin çalışması gereken günlerdir. İşçi hafta tatilini hafta içinde bir gün kullanıyor, pazar günü çalışması gerekiyorsa o işçi için pazar iş günüdür.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2012/ 23462 E. 2012/ 37672 K. Sayılı kararında cumartesi yarım gün çalışılan işyerinde, yarım gün çalışılsa dahi Cumartesinin de iş günü olduğunu, Cuma ve Cumartesi devamsızlık yapan işçinin ard arda iki gün devamsızlık yapmış sayılacağına karar vermiştir. Devamsızlık yapıldığını ispat etmek işverene, mazeretin bulunduğunu ispatlamak yükümlülüğü işçiye aittir. Devamsızlık yapılan her gün için ayrı ayrı tutanak düzenlenmelidir. Devamsızlık yapılan günler için topluca tek bir tutanak düzenlenmesi halinde bu tutanağa itibar edilmemektedir. Ayrıca düzenlenen tutanakların tanıklarca da doğrulanması gerekir.
Yapılan devamsızlık nedeniyle disiplin cezası verilmiş ya da affedilmiş ise, bu devamsızlık daha sonra yapılacak fesih için haklı neden sayılamaz. İşçiye mükerrer ceza verilemez. (9.HD. 2008/ 8569-2640 E.K , 2011/ 16824-24234 E.K.)