Ses Kayıtlarının Delil Niteliği | İzmir Avukat
Delil: Delil, hukuki işlemlerde bir şeyi teyit etmeye yönelik kullanılan ipuçlarıdır. Bu ipuçları, karara varılırken hangi ispatların dikkate alınması veya hangilerinin dikkate alınmaması gerektiğini belirler. Delillerle yapılan somut olayı soyut kanun hükmüne uydurma faaliyetine ise ispat denir.
Ses Kayıtlarının Delil Niteliği:
Bir dava esnasında, iddiada bulunan taraf iddiasını ispat etmek için usule ve yasaya uygun her türlü delile başvurabilir. Buna göre ses, video vb. kayıtlar da dava dosyasına delil olarak sunulabilir. Burada önemli olan dava dosyasına sunulan ses, video vb. kayıtların “usule ve yasaya uygun” olarak elde edilip edilmediğidir. Ses kayıtlarının delil niteliği, usule ve yasaya uygun şekilde elde edilmesi, casus yazılımlar, hukuksuz dinlemeler, tehdit veya baskı altında alınması gibi hallerin bulunmamasını gerektirir. Hukuki sınırlar içerisinde elde edilen ses kaydı, video kaydı ve benzeri kayıtlar, boşanma davaları da dâhil tüm davalarda delil olarak kullanılabilir.Burada en çok sorulan sorulardan biri whatsapp yazışmalarının delil olup olamayacağı hususudur. Tıpkı ses kayıtları gibi, sosyal medyadaki yazışmalar, whatsapp yazışmaları da usulüne uygun olarak elde edilmişse delil niteliği vardır.
Ne var ki, Yargıtay yapmış olduğu değerlendirmelerde yalnızca bir ses, video ve benzeri kayıtlar ile bir vakıanın ispat edilebilmesinin mümkün olamayabileceğini ifade etmiştir. Buna göre sunulan ses ve görüntü kayıtlarının başkaca deliller ile de desteklenmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu sebeple, alınan bı kayıtların davayı tek başına ispata yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.
Bir delilin hukuka aykırı olarak yaratılması halinde bu delilin bir iddianın ispatında delil olarak kullanılması mümkün değildir. Bu çerçevede ses veya video kayıtlarının, birbirine eklenmesi, değiştirilmesi, bazı bölümleri çıkartılması veya içeriklerinin farklılaştırılması, tehdit ve baskı içerisinde alınması hallerinde ses kayıtlarının delil niteliğinden bahsetmek mümkün olamayacaktır. İlaveten, söz konusu ses veya görüntü kaydına ilişkin delillerin belli başlı şartlarda alınmasında hukuka uygunluk olduğunu söylemekte fayda vardır. Bu şartlar aşağıda detaylı olarak bahsedilecektir. Bunun dışında kalan, iki kişinin normal telefon görüşmesinin bir dava dosyasına sunulması delil niteliği taşımayacağı gibi suç oluşturacağını hatırlatmakta da fayda görüyoruz. Zira teknolojinin ilerlemesi ile birlikte özelikle cep telefonlarına ses kayıt programları indirerek görüşmeleri kayıt altına almanın suç olduğunu söylememiz gerekmekte.
Yargıtay uygulamasında göre, aşağıdaki şartların tümü bir arada gerçekleştiği takdirde elde edilen delil hem özel hukuk hem de ceza hukuku anlamında ses kayıtlarının delil niteliğinin olduğu yani hukuka uygun delil olarak kabul edildiği anlamına gelecektir. Bunlar;
- Suç veya haksız saldırı, “tesadüfen” veya “ani gelişen bir olay” şeklinde cereyan etmelidir. Tesadüfi veya ani gelişmeyen bir olay nedeniyle sistematik ve planlı bir şekilde delil oluşturmak amacıyla yapılan ses, fotoğraf veya video kayıtları suç teşkil eder.
- İşlenen suç nedeniyle o anda kolluk güçlerine başvurma imkânından yoksun olması gerekir. Kolluk güçlerine başvurarak kanıtların elde edilmesi mümkünse yapılan kayıtlar hukuka aykırı hale gelir.
- Kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleme ve yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla bu kayıtlar yapılmalıdır. Kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılması veya bu amaçla yapılması suç teşkil eder.
- Ses, görüntü veya video kaydı yapan kişinin kendisine veya yakınlarına karşı işlenmekte olan (cinsel taciz, cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için kayıt yapması gerekir. Kendisine veya bir yakınına karşı işlenen herhangi bir suç veya suç teşkil etmese de haksız saldırı yokken yapılan her türlü kayıt hukuka aykırı olup ses kayıtlarının delil niteliği yoktur.
Yargıtay Kararlarından Örnekler:
- 8. Ceza Dairesi, 2009 tarihli bir kararında “Sanığın tanıklık yaptığı dosyadaki hazırlık ve mahkeme beyanları arasında çelişki bulunmadığı, katılan ile yaptığı konuşmanın katılan tarafından gizli olarak kasete kaydedildiğinden hukuka aykırı delil niteliğinde olup, hükme esas alınamayacağı” yönündeki ilk derece mahkemesinin gerekçesini yerinde bulmuştur. Söz konusu kararın, suçun aydınlatılması sürecinde gizli olarak yapılan iletişim kayıtların hukuka aykırılığına vurgu yaptığı söylenmelidir.
- Diğer taraftan, 2. Ceza Dairesi, dinleme kararı olmaksızın sövme ve tehdit içeren telefon görüşmesinin şikâyetçi tarafından kayda alınmasını hukuka aykırı bulan ilk derece mahkemesi kararını bozarak, böyle bir durumda şikâyetçinin gizlice kayıt yapabileceği ve sanığa ait olduğu ortaya konulduğu müddetçe kayıtların hukuka uygun bir delil olarak kabul edilebileceği yönünde bir sonuca varmıştır.
- Ceza Genel Kurulu 21.6.2011 tarihli emsal kararında , iletişimin diğer tarafını oluşturan kimselerce yapılan telefon kaydının, “özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı bir suç oluşturmadığı, nitekim eylemin bir başkasının özel hayatına müdahale niteliğinde olmadığını” belirtmiştir. Öncelikle mağdur tarafından yapılan iletişim kaydının özel hayata müdahale niteliği taşımamasının, “suçun” oluşmamasına bağlanması kanımızca eksikliktir. Nitekim, bu şekilde gerçekleştirilen iletişim kayıtlarının “kişilik hakları ve haberleşme hürriyeti” karşısında, kural olarak “haksız bir fiil” olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
O halde Yargıtay, kendisine karşı işlenmekte olan suça ilişkin delil elde etmek amacıyla yapılan kaydın hukuka uygunluğunu iki temel koşula bağlamıştır bunları aşağıdaki şekilde belirtmek mümkündür.
- Bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmaması ve
- Yetkili makamlara başvurma imkânının olmadığı ani gelişen durumların varlığı.
Ayrıca belirtmek gerekir ki, dedektiflik bürolarının sistematik ve planlı bir şekilde özel hayatı ihlal edecek şekilde fotoğraf çekmesi, ses kaydı alması veya video kaydı yapması da suç teşkil eder. Suç işlenerek elde edilen materyaller ise hiçbir şekilde delil olarak kullanılamaz.
Konuya ilişkin hukuki danışamanlık almak için uzman ekibimiz ile iletişime geçebilirsiniz.
Aşağıdaki çalışmalarımız da ilginizi çekebilir;
- Yargıtay Dosya Nasıl Sorgulanır
- İstinaf Mahkemesi Nedir?
- 5 Adımda Cimere Şikayet Nasıl Yapılır?
- Tüketici Hakem Heyeti Başvurusu Nasıl Yapılır?
- Mücbir Sebep Nedir?
- Derdest Ne Demektir?
- Dahili Davalı Ne Demek?
- Temerrüt Ne Demektir?
- Ad Hoc Tahkim Nedir?
- Müflis Nedir? Kime Müflis Denir?
- Sözleşmelerin Türkçe Yapılması Zorunluluğu
- Evcil Hayvanların Haczi
- 2021 Yılı İstinaf & Temyiz Parasal Sınırı
- Usulsüz Tebligat Nedir?
- Soyadının Değiştirilmesi Davası
- Tutanak Tutulurken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
- Anayasa Mahkemesi Bireysel Başvuru
- Kişinin Dokunulmazlığı, Anayasa Madde 17
- Araç Değer Kaybı Nedir?
- Belirsiz Alacak Davası Nedir?
- Sınırlı Ayni Haklar
- Bilgi Edinme Hakkı
- Şirketlerde Avukat Bulundurma Zorunluluğu
- Tebligat Nedir?
- Feragat Nedir?
- Karı Koca Habersiz Kefil Olabilir Mi?
- Hasta Hakları
- Öğrencilerin Disiplin Cezalarına İtiraz
- Maaş Haczi Nedir? İcra Borcundan Dolayı Maaş Kesintisi Nasıl Olur?
- Senet İle İspat Zorunluluğu
- Çoğun İçinde Az Da Vardır İlkesi
- Yüzde Sabit İz Durumunda Manevi Tazminat
- İsticvap Ne Demek?
- Davadan Feragat
- Ek İstinaf Dilekçesi Verilebilir Mi?
- İstinabe Nedir?
- Resen Ne Demek?
- Affectio Societatis Nedir?
- Vasi Ne Demek? Vesayet Hakkında Tüm Merak Edilenler
- Web Tapu Nedir?
- Davanın İhbarı Nedir?
- Kefalet Sözleşmesi
- 2023 İstinaf & Temyiz Sınırı
- Tanıkla İspat Sınırı 2022
- 2022 Yılı Uzlaştırmacı Tarifesi
- Ayni Hak Nedir?
- İnanç Sözleşmesi Nedir?
- Tespit Davası Nedir?
- Vekaletsiz İşgörme
- Müebbet Hapis Kaç Yıl?
- Kahve Falı Bakmanın Cezası
Adres: Karşıyaka Tower No:12 Kat:9 Daire:59 Karşıyaka/İzmir
E-posta: [email protected]
Telefon: +90 534 415 52 56